Sedir

Sedirodunu ve dalları talaş haline getitirldikten sonra subuharı ile damıtılarak (destilasyonu yapılarak) eteryağı eldeedilir. Yaprak ve kozalaklarının çayı içilir.

Giriş: Sedirgiller iğneyapraklıların biraltgrubu olup bilinen 4 önemli altürü mevcuttur. Bunlar Türk Sediri (Lübnan Sediri): cedrus libani, Atlanta Sediri: Cedrus atlantica, Himalaya Sediri: cedrus deodora ve Kıbrıs Sediri: cedrus previfoliayı sayabiliriz.

Bu Sedirlerden genelikle Toros ve Atlanta Sedirinin eteryağları dah yaygın olarak kulanılır. Atlas Sediri Fas, Tunus, Cezair ve Fransada daha yaygın olarak yetiştirilirken,Toros Sediri Türkiyenin Toros dağları, Beydağı, Sultandağı, Çukurova, Hatay ve Mersin civarında daha yaygın olarak bulunmaktadır.

Eskiden Osmanlılar tarafından sarıkatran ağacı diyede anılan Toros sedirinden sarı katran eldeedilir ve tonlarca Avrupaya satılırdı. Zamanla Atlanata Sedirinin odunundanda eterik yağ eldeedilerek Aroma tedavisinde ve kosmetikte kulanılmaya başlandı.

Günümüzde Toro Sedirinin daha üstün nitelikte olduğunun anlaşılması ile birlikte yeniden büyük kazanmaya başaladı. İğneyaparklıların bir alt türevi olan çamgilleri ayrıca incelememizin sebebi drugunun (kulanılan kısmı) ve kulanılış alanlarının farklı olması nedeni iledir.

Botanik: Toros Seirinin boyu 40 metreyi bulabilir, gövde yuvarlak esmer veya kırmızımsı kahverenkli üzeri noktalı dalları aşağı doğru sarkık bu nedenle geriden şadırvan görünümündedir.

Yaprakaları iğne şeklinde 20 ila 40 tanesi topluca bir arada, kozalakları silindirimsi yumurta şeklindedir. Tros Sedirine haşereler yakalşmadığından bu ağaç 2500 yaşına varabilmektedir. Bugün Lübnanda korunmaya alınmış 2000 yaşında 400 sedir ağacı bulunmaktadır.

Atlas sedirinin gövdesi grimsi, yaprakları grimsi veya mavimsi yeşil renkte olup ağaç dikine yükselir ve dalları yukarı doğrudur.

Yetiştirilmesi: Vatanı Türkiyenin Akdeniz bölgesi olan sedir tabiiki çok rahat yetişir ve herhangi bir özene gerk yoktur. Aslında güzel kokusu yaprak ve kozalaklarının birçok hastalığa karşı çayının içilmesi nedeniyle en önemli bir bitkidir. Almanya gibi soğuk bir ülkede yetişebilen sedirin Türkiyenin hemen her yöresinde rahatlıkla yetişmesi gerekir.

Hasat zamanı: Genelikle Mayıstan-Kasıma kadar sedirodunu ve dalları ince kıyılarak talaşı veya tozu eldeedildikten sonra subuharı ile damıtılır (destilasyonu yapılır) ve eter yağı eldeedilir. Eskiden sarı kantaron eldeetmek için özel fırınlar yapılmış ve buralarda yakılan sedir odunundan sarı kantaron eldeedilmiştir.

Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.
Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.
Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur.

Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılmamıştır. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Sedir yerine daha etkili olan başka bitkiler kulanılmalıdır. Örneğin öksürüğe karşı A. Itır-, Limon-, ZYE-, Sinirliot-, Güneşgülü preparatları veya Gökçek İksiri daha etkildir.

b-) Aroma tedavisinde başta: sinirlilik, korku, nevralji, öksürük, bronşit, akne, sivilci, idrar yollarının iltihaplanması ve derinin kaşınmasına kaşı kulanılır.

c-) Halkarasında yaprak ve kozalaklarının çayı içilirse ağız içindeki iltihapları, yaraları, dişetindeki iltihapalr ve yaraları önler, öksürük, bronşit, sinirlilik, uyuyamama ve idrar yolları iltihaplanmalarını iyileştirir. Katran ise ev hayvanalarına musallat olan ve deri hastalıkları yapan parazitlere karşı kulanılır.

Çay: Bir tatlı kaşığı sedir yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-500 ml kaynarsu ilaveettikten sonra 5-10 dakika demlemeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.

Aromaterapide: Subuharı destilasyonu (damıtması) ile eldeedilen eteryağından 2-3 damla bir kesme şekere, bir parça ekmek veya bir kahve kaşığı balla alınır. Oda, Büro veya bulunduğunuz mekanın havasını değiştirmek için 8-10 damla aroma lambası, aroma konisi veya bir baradak suya damlatılır. Şayet nefesyolları rahatsızlıklarına karşı kulanılacaksa 2-3 damla şekerle veya ekmekle alınır veya 8-10 damla ile enhelasyonu yapılır. İksirlerde aynı sade eteryağı gibi kulanılır.

Yantesiri: Tarife uyulursa yantesiri yoktur, fakat uyulmazsa eterik yağının sert olması nedeniyle sağlığa zarar verir.

Peygamberimiz: Sedir ağacını kesene Allah lanetetsin buyurmuşlardır. Ayrıca Müslüman olmak isteyenlere sedir yapraktozu ile banyo yapmalarını tavsiye etmiştir. Yine Peygamber Efendimiz cünüplükten kurtulmak, temizlenmek için ve cenazeleri yıkamak için sedir yapraktozunu veya sedir yağı ile yıkanmasını tavsiye etmiştir. Günümüzde şayet sedir yaprağı bulunamazsa sadir yağı kulanılabilir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir’i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.

Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder