Ciğer Otu

Çok Yıllık 0,1-0,3m 3-5 Aylar Ca,Na Otu

Ciğer otu, Lumgenkraut, Pulmonaria officinalis
Akciğer otu
Benekli ot
Şifalı Ciğer otu

Familyası: Hodangillerden, Borretschgewaechse, Boraginaceae

Drugları: Ciğerotu: Pulmoniariae herba
Ciğerotunun kökleri hariç tamamı çay ve natürel ilaç yapımında kul¬lanılır.

Giriş: Ciğerotu hodangillerin alt grubu olan pulmonariagillerden olup bu gruba 15 bitki dahildir ve bunlardan Şifalı Ciğerotu: Pulmonaria officinalis en yaygın olarak yetişen ve en çok kullanılan türdür. Bunun haricinde Yumuşak Ciğerotu: Pulmonaria mollissima ve Esmer Ciğerotu: Pulmonaria obscura, nadiren de olsa kullanılır. Pulmo kelimesi akciğer anlamına gelir ve officinalis şifalı anlamına gelir. Bundan da bitkinin akciğer rahatsızlıklarına karşı kullanıldığı anlaşılır. Türkçe’de Ciğerotu diye anılan bitki Almanca da akciğer otu anlamına gelen ‘’Lungen¬kraut’ kelimesi ile anılır. Ciğerotu Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerinde yetişir ve batı Avrupa’dan doğu Türkistan’a kadar çok geniş bir alana yayılmıştır. Ciğerotu eskiden, çok eskiden akciğer rahatsızlıklarına özel¬likle de vereme karşı kullanılmıştır. Bazı Türk yazarları Ciğerotu diye 30-60 cm boyunda bir bitkiden bahsetmektedirler ki bu şifalı Ciğerotu değil Yumuşak Ciğer otudur. Hakiki Ciğer otunun boyu sadece 10-20 cm boyundadır.

Botanik: Ciğerotu 10-20 cm boyunda üzeri tüylü, yuvarlak şekilde ve açık yeşil renkte olup dikine yükselir. Roset yaprakların baş kısmı kalp, ortası yumurta ve uca doğru üçgen veya mızrak şeklindedir. Yaprakların üzeri beyazımsı beneklerle donanmış olup kenarları bütün uzunca bir sap üzerinde 10-20 cm uzunluğunda 8-15 cm açık yeşil ve alt yüzeyi mavimsi yeşil renklidir. Gövde yaprakları mızrak veya yumurta şeklinde uca doğru sivrice, 3-6 cm uzunluğunda, 2-4 cm eninde kenarları dalgalı ve bütün olup, gövdeye oturmuş haldedir. Kökleri ince çatallıdır Çiçek¬lerin taç yaprakları çan şeklinde uç kısmı beş loplu, lopları yarım küre şeklinde ve gerisi birleşiktir. Taç yaprakların gerisi vazo şeklinde olup kupa yapraklar tarafından sarılmıştır. Çiçekleri açıldığında kırmızı, kan kırmızısı veya vişneçürüğü renkte olup arılar veya böcekler tarafından ziyaret edildikten sonra döllenir ve rengi değişerek mor, mavi veya laci¬vertimsi bir renk alır. Son yapılan araştırmalarda kırmızı renkli çiçekler UV-Işınları yayar ve arıların ziyareti sırasında döllenen çiçekler bu ışınlarını kaybeder. Ayrıca döllenmeden önce çiçeksuyu asitli bir değerde iken mavi olunca alkalik (bazik) olur. Arılar veya böcekler insanlar gibi görmezler ve onlar çiçeklerin yaydığı UV-Işınlarına doğru giderler, döl¬lenen çiçekler bu ışını kaybettiğinden arılar ve böcekler tarafından ziya¬ret edilmezler.

Yetiştirilmesi: Yetiştirilmesi oldukça kolay olup bahçe veya tarlaların gölgelik ve nemli yerlerine bir kök veya bir kaç tohum ekildiğinde bitki orada yayılır ve özel bakıma ihtiyaç duymaz.

Hasat zamanı: Ciğer otunun kökleri hariç tamamı Nisan’dan Temmuz’a kadar toplanarak gölgede, havalı bir yerde kurutulur, ince ince kıyıldıktan sonra porselen kaplarda muhafaza edilir. Malesef şifalı bitkiler topla¬ma, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.

Birleşimi: Ciğer otunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Silisik asit %3-4 oranında olup daha da yükselir. Ayrıca demir, fosfor, Mangan, ve Bakır’da içerir ve toplam mineral olarak %8-10 oranında olduğu tahmin edilmektedir.
b) Tanin türevleri %4-6 oranında olup en önemlileri Catechin ve Gallotanin’dir.
c) Azotlu bileşikler içerir ve en önemlisi %0,8-1,2 ile Allantoin’dir.
d) Flavonitler %0,2-0,7 arasında olup en önemlileri; Kofurolglikozit (Kampferol glikozit) ve Quercetinglikozitler ve türevlerini içerir.
e) Organik asitlerden; Ascorbinasit (C-vitamini), Chlorogenasit ve Rosmorinasit içerir.
f) Karbonhidratlardan; Fruktanlar ve musilaj polisakkaritler içerir.

Tesir şekli: Balgam söktürücü, göğsü yumuşatıcı, mukoza (sümüksü iç deri) koruyucu,damarları büzücü, yaraları iyileştirici, ishali önleyici ve idrarı arttırıcı özelliklere sahiptir.

Kullanılması:
a) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri yapılmamıştır, bu nedenle Ciğerotu 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Bu alanda Üniversite kliniklerince tedavi denemeleri yapılmış ve etkisi ispatlanmış A. Itır kökü, sinirli ot, kekik veya gökçek iksiri daha etkilidir.
b) Komisyon E’nin 193 nolu ve 15.10.1987 tarihli monografi bildirisine gö-re ciğerotu mide-bağırsak-, nefes yolları-, ve idrar yolları hastalıklarına karşı ve de haricen yaraları iyileştirmek için kullanılır.
c) Halk arasında: Verem, öksürük, ses kısılması, akciğer üşütmesi, bron-şit ve balgam gibi nefes yolları rahatsızlıkları ishale ve de mesane üşütmesine karşı kullanılır. Ayrıca haricen yaraları iyileştirmek için lapası veya kompresi yaralara sürülür.

Açıklama: Ciğerotunun birleşimindeki silisik asit nefes yolları rahatsız-lıklarına, tanin mide-bağırsak rahatsızlıklarına ve allantoin ise yaralara karşı etkili olduğu bilinmektedir. Birleşimindeki silisik asit başta verem olmak üzere diğer nefes yolları rahatsızlıklarına, taninler mide-bağırsak rahatsızlıklarına ve allantoin yaraları iyileştirmek için kullanılır. Bu üç farklı yöndeki etki ile bu bitki kendi başına harikalar yaratır. Kışın soğuk aylarda üşüme, grip, bronşit ve akciğer üşütmesi gibi rahatsızlıklar kişiye musallat olur. İşte böyle bir anda daha karlar erimeye başlar başlamaz ciğerotu Mart’ta ortaya çıkar ve hastalara şifa dağıtmaya başlar.

Çay: İki kahve kaşığı (3-5gram) ince kıyılmış ciğerotu demliğe konur ve üzerine 300-500 kaynar su ilave edilerek 5-10 dakika demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.

Çay Harmanları

Gökçek Öksürük çayı;
>20 gr Sinirli ot
>20 gr Keklik otu
>20 gr Ciğer otu
>10 gr Meyan kökü
>10 gr Hatmi kökü
>10 gr Adaçayı yaprağı
>10 gr Rezene tohumu

Gökçek Boğmaca çayı;
>30 gr Keklik otu
>30 gr Ciğer otu
>10 gr Çuha çiçeği
>10 gr Grindelya otu
>10 gr Güneş gül otu
>10 gr Rezene tohumu

Gökçek Balgam söktürücü çayı;
>25 gr Sinirli ot
>25 gr Calba çiçeği
>25 gr Ciğer otu
>15 gr Meyan kökü
>10 gr K.Menekşe kökü

Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur.

B) Dağ Ciğerotu, Berg-Lungen kraut, Pulmonaria mollis
Yaprakları öncekine göre oldukça yeşil mızrak şeklinde, etli ve suda ıslatıldığında kadife gibi yumuşaktır. Çiçekleri aynı yukarıdaki gibi, fakat daha bir aradadır. Birleşimindeki maddeler ve kullanımı hakkında fazla bilgiye sahip değiliz.

C) Yumşak Ciğerotu, Weiches Lungenkraut, Pulmonaria molissima
Yukarıdaki dağ ciğerotundan farklı olarak biraz daha büyükçe olup, daha çok ılıman iklimde yetişir. Yaprakları ve çiçekleri aynı şifalı ciğerotu gibi olup kullanılması ve birleşimi hakkında fazla bilgiye sahip değiliz, ama Türkçe bazı kitaplar bu bitkini faydalarından bahsetmekteler, hangi bilgiyle bilemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder