Kahve

Ağaç 2-9m 1-9 Aylar Ka,Na,Ho Tohumu

Kahve, Kaffe, Coffea arabica
Dağ kahvesi Syn: Coffea laurifolia SALİS.
Arap kahvesi “ vulgaris MOENCH.

Familyası: Kökboyagillerden, Rötegaewechse, Rubiacea

Drugları: Kahve tohumu; Coffeae carbo
Kahve tohumları kurutulur, kavrulur ve öğütüldükten sonra kahvesi ya¬pı-larak içilir, fazla kavrulur ise kahve kömürü elde edilir ve hiç kavrul¬maz ise tentürü yapılır.

Giriş: Günümüzde 70 civarinda kahve çeşidi mevcuttur, fakat bunlar¬dan sadece ikisi yaygın olarak ekilir ve ve hasatı yapılır. Dağ kahvesi veya Arap kahvesi olarak bilinen Coffea arabicanin vatanı Habeşistan (Etyopya) olup buradan dünyanın diğer ülkelerine özelliklede Brezilya, Kolombiya, Hindistan, Endonezya ve Meksika gibi ülkelere yayılmış ve buralarda yetiştirilmektedir. Arap kahvesi 15-30 arasındaki 500-2000m yüksekliğindeki Dağ ve Tepeciklerde ve bu yörelerin denize yakın olan ve yeterince yağış olan bölgelerde yetişir ve de hemen hemen dünyadaki kahve üretiminin %70 bu türdendir.Kongo kahvesi veya Ova kahvesi diye bilinen Coffea canephora pierre ex froehner; bu türün vatanı Kongo olup buradan önce diğer Afrika ülkeleri ve sonra diğer tropik ülkelere yayılmıştır. Kongo kahvesi daha dayanıklı olduğu için Robusta sağlam, iri veya dayanıklı anlamına gelen isimle anılır. Kongo kahvesi takriben dünya kahve üretiminin %30’unu oluşturur. Mısır’da Memlüklüler ve Anadolu’da Selçuklular zamanında yani 1200 yıllarında kahve içilen kı¬raathanelerin mevcut olduğu ve Avrupa’ya ise ancak ikinci viyana ku¬şatmasından (1683) itibaren yayılmaya başladığı bilinmektedir.

Botanik: Kahve yabani olarak yetişecek olursa 5-9m boyunda olabilir, özel olarak ekilen kültür bitkilerinin verimli ve kolay hasatının yapıla¬bilmesi için 2-4m boyunda olması gerekir. Çalı görünümündeki kahve ağacı oldukca sık dallardan meydana gelir ve beyazımsı gül rengin-dedir. Yaprakları 10-20cm uzunluğunda, 5-10cm genişliğinde, kenarları dalgalı, yüzeyi parlak, derimsi, eliptik veya geniş mızrak şeklinde ve koyu yeşil renklidir. Çiçekleri küçük beyazımsı, eflatun renkte, etiptik ince dar ve küçük taç yapraklardan meydana gelir ve yaprak diplerinden çıkan 10-15çiçek bir şemsiyecik oluşturur. Meyveleri mavi bir renk alır. Meyvelerin dış kabuğu mavi iken içerideki bir çift tohumu 7-7,5mm uzunluğunda ve fasulye şeklindedir.

Yetiştirilmesi: Kahvenin yetişdiği iklim Ekvatorun 25° güneyi ve 25° kuzey paralelleri arasındaki tropik ülkelerde yetişir. Türkiye’nin Alanya bölgesinde yapılan deneme kahve ekimi çalışmaları yeterli neticeyi ver-memiştir, çünkü Kahve +5°C’den aşağıdaki iklimin hakim olduğu böl-gelerde yetişmediği tesbit edilmiştir.

Hasat zamanı: Kahvenin olgunlaşması 8-10ay gibi uzun bir süre ge-rektirir ve olgunlaşan Meyvelerin kabukları ve etli kısmı soyulduktan sonra tohumları kavrulur veya taze olarak Tentür ve Natürel ilaç ya¬pı¬mında kullanılır. Kahve kuru ve yaş olmak üzere iki farklı teknikle işlendikten sonra 200-250C°’de kavrulur ve öğütülerek bildiğimiz toz kahve elde edilir.

Birleşimi: Kahve tohumunun birleşimindeki en önemli maddeler;
a) Purinalkolitler %0,3-2,5 olup bunların başında coffein (=1,3,7-Trimethylxanthin) gelir ve az miktarda Theobromin, Theophyllin, Paraxanthin, liberin ve Metilliberin içerir.
b) Chlorogenasit (eskiden; kaffeegerbasit) %3-5 oranında bulunur ve bu asit Kaffeeasit ve cihnaasit’ten oluşur.
c) Trigonellin (coffearin) %0,3-1,3 oranında içerir.
d) 3mg (%0,000032) Atracylin bu zehirli bir madde olup, Pankreasta kalsium yetersizliğine sebep olduğu ileri sürülmektedir.
e) Uzun zincirli Alkollere (polimeralkoler) cafestrol ve kahveola sayabiliriz (sabit yağlardan sayabiliriz)
f) Eter yağları (uçucu yağlar)takriben 300 çeşit maddeden (alt türevden)oluşur ve günümüzde bunlardan 200’ünün özellikleri keşfedilmiştir. Eter yağları kahveye kendine has özel aroma tadını verir. Bunlardan bazıları; Furfurollar, Thiophenler, Thiazoller, Pyroller, Phenoller, Mercaptanlar ve Pyrazinleri sayabiliriz.
g) Ayrıca %8-13 Proteinler, Karbonhidratlar, E ve B1-Vitaminleri ve sabit yağları %10-15 oranında bulunur.

Tesir şekli: Sinirleri ve Beyni uyarıcı, damarları büzücü, idrar söktü¬rücü, kalp atışlarını yükseltici, bağırsakların hızlı çalışmasını sağlar.

Araştırmalar:
1) Prof. Francisco Bolumer ve ekibi Alicante Üniversitesi İspanya, beş Avrupa ülkesinde 3100 Kadın üzerinde yaptıkları araştırma sonucu aşırı kahve içenlerin Hamile olma şanslarını % 40 oranında kay¬bettiklerini tespit etmişlerdir. Bir bardak kahve 115-130mg coffein içerir, günde bir bardak kahve içenlere oranla 5 bardak kahve içen¬lerde hamilelik tehlikeye düşmektedir yine eski Yugoslavya’da ya¬pılan bir araştırmaya göre günde bir bardak kahve içen hamilelerin bebekleri 116 gr daha noksan doğmaktadır. (NH.9.97.518)
2) Çok kahve kemik erimesine neden olur, fakat özellikle Menopoz dev-resindeki bayanların az kahve içmesi gerekir, şayet fazla kahve içerseler kemik erimesi olarak bildiğimiz osteoporoza yakalanırlar. Coffein ve fenollu bileşikler vücudun kalsiyum almasını azaltır ve zamanla kemiklerin incelerek çabuk kırılabilir bir halle gelmesine yol açabilir. Bir bardak kahve 115-130mg, bir bardak çay 40mg ve bir bardak cola 50 mg coffein içerir. (NH.12.98.754 ve 10.97.584)
3) Amerikalı Psikologlar kahve ve colanın düzenli şekilde alınması (içil-mesi) halinde; kişide ellerin terlemesi, huzursuzluk, bas ağrısı, kalp çarpıntısı, yorgunluk, korku, konsantrasyon zafiyeti ve depresyon gibi rahatsızlıklara sebep olduğunu tespit etmişlerdir. (NH.1.98.7)
4) Hollandalı ilim adamları Wageningen ziraat üniversitesinde yaptıkları araştırma sonucu cafestrol ve kahveolun kolesterolü yükselttiğini tespit etmişlerdir.(ZP.3.96.140)
5) Almanya’da yıllarca görülmeyen sıcak bir Temmuz (1992) günü Stuttgarta bir tanıdığın arabası ile giderken üste güneşin sıcaklığı altta arabanın soğuk havası nedeni ile hem baş ağrısı hem de ishale yakalandım. Stuttgart’da ki ev sahibi kahvelerinizi nasıl içersiniz diye sorunca ben şayet varsa bir de limon rica edeyim dedim ve kahveyi limonla içtim ve aradan 10-15dakika geçtikten sonra herhangi bir sıkıntım kalmadı. Bu metodu çok kişide başarı ile denedim.
6) Siyah çay ve kahvenin demir, magnezyum ve kalsiyum mineralleri ile B1-Vitamini (Thyamin) yetmezliğine sebep olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği gibi bu minerallerle B1-Vitamini yetersizliği çok farklı ve çeşitli hastalıklara sebep olur ve bunların başında kemik erimesi, kas krampları, deri hastalıkları, dermansızlık, kansızlık ve immun zafiyeti en önemlileridir. (NH. 11.00.48)

Kullanılması:
a) Üniversite kliniklerinde tedavi denemekleri ve araştırmalar yapılmış¬tır. Bu araştırmalara göre faydası yok, fakat zararı çoktur.
b) Kahve günde bir veya iki fincan içildiğinde yorgunluğu önler, insana sinirsel ve fiziksel güç kazandırır, fakat genellikle önceleri günde 1-2 fincan yeterli gelirken sonraları kişi sürekli fazla kahve içmeye başlar, Buda başta düzensiz kalp atışları, kısa huzursuz uyuma, uyku kalite-sinin düşmesine sebep olur.

Açıklama: Kahve kalp atışlarını artırır ve hızlandırır, ayrıca aşırı idrar atılmasını sağlar. Kahvenin kavrulması ile elde edilen kahve kömürü mide ve bağırsak rahatsızlıkları, zehirlenmeler ve şişkinliğe karşı kullanılır. Şayet bir kişi zehirlenmişse ona kahve kömürü (coffeae carbo) tableti veya tozu içirilir. Kahvenin birleşimindeki coffein chrogenasitle birleşik vaziyettedir ve midede hemen ayrılır, bu nedenle midesi hassas olanlar kahve özelikle de neskafe diye bilinen granüllü kahve (Avrupa’da işlenen kahveler) mideye zarar verir. Çünkü chlorogenasit mide mukozasını (midenin içderisi) tahriş eder ve aşırı mide asidi üretilmesine sebep olur. Vücudun başta deri hücrelerinin UV-Işınları ile zedelenmesi sonucu, buraları tamir için harekete gecen enzimleri coffein durdurur, yani vücudun kendi kendini yenilemesini engeller. Az içildiğinde baş ağrısı ve migrene (nane ve okaliptus yağı daha etkilidir) karşı iyi gelen kahve, çok miktarda içilmesi halinde damarların genişlemesine ve de buna bağlı olarak kalbin hızlı çalışmasına sebep olur. Neticede beyin yeterince oksijen alamadığından kişi daha çok baş ağrısı ve migren rahatsızlığı çek-meye başlar ve de kalbin hızlı çalışması tansiyonunun da yükselme¬sine neden olur. Gençlerin kahve içmemeleri tavsiye edilmektedir, zira kahve cinsel organların gelişmesine ve de aşırı içenlerde cinsel isteksiz¬liğe neden olur. Ben kahve yerine kuşburnu, elma veya limon çayını (limon kabuğu ile içilirse daha etkilidir) tavsiye ederim, birçok faydası vardır ve de hiçbir yan tesiri yoktur.

Homeopati’de: Kavrulmamış kahve tohumlarından 50gr ezilerek bir şişeye konur ve üzerine %70’lik 500ml Etanol (etil alkol) ilave edilir ve güneşten uzakta 4-6hafta bekletildikten sonra süzülerek Homeopati’de <>adı verilen tentür elde edilir ve bu tentürden günde 3-4defa 10-15damla alınır. Bu tentür baş ağrısı, migren, uyuyamama, geceleri dü-şüncelerden uyuyamama, sinirsel kalp rahatsızlıkları, aşırı duyarlılık, gülme ve ağlama değişken hal gösterme, telaşlı yeme ve içme gibi ra-hatsızlıklara karşı kullanılır. Kahve tentürü ile kahvenin verdiği ra¬hat-sızlıkları böylece tedavi edilebilir.

Yan tesirleri: Yan tesirleri oldukça çoktur, şayet günde 2 bardaktan fazla ve uzun süre içilirse ki bunların başında; titreme, kalp çarpıntısı, uyuyamama, başın ateş gibi yanması, bas ağrısı, migren, depresyon, korku gibi rahatsızlıklar gelir. Ham kahvede bulunan Küf mantarı (ochra toxin A), Kahve kurutulur iken tamamen yok edilmediğinde bağırsaklara yerleşerek zehir(Aflotoksin) üretir buda başta böbrek kanserine, gözbebeği bozukluklarına sebep olur. Ben şahsen Limon, Çörek, Kuşburnu, Elma preparatları veya Gökçek iksirini tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder