Latin Teresi

Bir-Çok Yıllık 0,4-5m 5-10 Aylar Sa,Ho,Na Otu

Latin teresi, Kapuzinerkresse, Tropaeoleum majus L.
Latin çiçeği
Peru teresi
Frank teresi
Salata teresi
Türk teresi
Aşk çiçeği
Büyük Latin teresi

Familyası: Latinteresigillerden, Kapuzinerkressengewâchse, Tropaeolaceae

Drugları: Latin tere otu; Tropaeoli herba
Latin teresinin Salatası yapılarak veya sade özel olarak veya suyu çıka-rılabilir, tentürü veya natürel ilacı yapılabilir.

Giriş: Latin teresi Güney Amerika’dan ilk defa 1684’de Hollandalı Bewerling tarafından getirilmiş ve kısa zamanda Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerine yayılmıştır. Latinteresigillerin takriben 90 çeşidi mevcuttur ve bun¬lardan en çok tanınan ve kullanılan tür Büyük Latin teresi; Tropaeoleum majus adı ile anılan bu türdür. Ayrıca yöresel olarak Küçük Latin teresi; T.minus, Yumrulu Latin teresi; T.tuberosum (bunu kökleri yenir) ve Renkli Latin teresi;T. Tricolor’u sayabiliriz, fakat bizi bunlardan şimdilik sadece Büyük Latin teresi ilgilendirmektedir.

Botanik: Latin teresi yetiştiği iklime göre farklı şekiller alır, şayet Tür-kiye’nin kışı soğuk geçen İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Ana-dolu bölgelerinde ekilirse ancak bir yıllık ömrü olur. Eğer Akdeniz, Ege ve Marmara’nın sıcak bölgelerinde bir defa ekilirse bir daha ekilmesine gerek kalmaz ve buralarda boyu 5 metreyi bulabilir. Latin teresi bazen sürünen, bazen de tırmanabilen bir bitkidir. Yaprakları kalkan şeklinde büyüklüğü 5-25 cm çapında olabilir, kenarları hafif dalgalı, üst kısmı koyu yeşil, alt kısmı açık yeşil renkte üzerinde beyaz grimsi damarlar ortadan uçlara doğru uzanır ve 10-40 cm uzunluğunda içi sulu saplara sahiptir. Çiçekleri sarı, açık sarı, altın sarısı, açık kırmızı, kan kırmızı ve koyu kırmızı renkte 5 adet taç yapraktan meydana gelir. Üst dudakta 2, bunlar baklaya benzer, alt dudakta 3 adet ve bunlar küre, kalp veya yumurta şeklinde olabilir. Üstteki taç yaprakların dibinden uçlara doğru siyahımsı ışın dalgaları gibi çizgiler yayılır ve ortadan sekiz döllenme tozlukları bulunur ve de taç yaprağı kavrayan çan şeklinde kupa yap¬raklara sahiptir. Meyveleri 3 bölümden meydana gelir ve her bölüm 5-7 ayrı bölümden meydana gelir ve içinde küre şeklinde tohumlar bu¬lunur.

Yetiştirilmesi: Latin teresi Türkiye’nin hemen her yöresinde yetiştiri¬lebilir ve hiçbir problem yoktur.

Hasat zamanı: Mayıs’tan Kasım’a kadar yaprak, çiçek ve sapları topla-narak taze salata olarak yenilebilir veya sıkılarak suyu çıkarılır ve alkolle veya sirkeyle karıştırılarak muhafazası temin edilir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mah-zurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.

Birleşimi: Otunun birleşimindeki maddeleri önemine göre söyle sırala-yabiliriz;
a) Glucosinolatlar %0,08-0,1 oranında olup en önemlisi ana madde Glukotropaeolin (=Benzilglikosinolat) %90 oranında olup onu çok az miktarda olan diğerleri takip eder; 3-Hydroxybenzylglikosinolat, 4-Hyroxybenzyglikosinolat ve 4-Methoxybenzylglikosinolat
b) Eter yağ türevleri (Uçucu yağ türevleri) %0,03-0,08 oranında olup en önemli bileşiği; Benzylisothiocyanat (=Bentiizotiosiyanat=Benzil hardal yağı) olup takriben Eter yağının %90’ını oluşturur. Uçucu yağlar Glucotropaeolin’in parçalanması ile veya damıtılması sonucu ortaya çıkar.
c) C-vitamini yüksek oranda olup, takriben 100 gr Latin teresi 100-150 mg C-vitamini içerir.
d) Polisakkaritler içerir. bunlardan en önemlisi; Amyloit olup bu da β-O-Galaktozlar ve Xykozlardan meydana gelir.
e) Karotinoitlerden; Lutein, Zeaxanthin, α-β ve γ-Karotinler
f) Enzimlerden; Myrosinazlar, β-Glukosinazlar ve γ-Galaktozidazlar içerir.
g) Flavonitlerden; Quercetinglikozit türleri, Isoquercitrin (=Quercetin-3-O-Glikozit), Kâmpferolglikozit, Cynanidinglikozit ve Pelargonidinglikozit içerir.
h) Minerallerden; Kükürt, Iyot, Potasyum, Kalsiyum ve Magnezyum içerir.
II) Tohumlarında yüksek oranda Erukaasit %50, Ericosenasit %25, Oleikasit %12 ve Linolasit %5 içerir.

Tesir şekli: Antibiyotik (mikropları yok edici), antibakteriyel, antivi¬rüs-tatik (virüsleri zararsız hale getirici), antimikostatik (mantarların gelişimini önleyici), iltihapları önlyeici, kanı temizleyici, vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici ve hafif müshil yapıcı.

Araştırmalar:
1) Prof.Dr.A.G.Winter ve arkadaşı Willeke 1952’de yaptıkları araştır¬ma¬lar sonucunda Latin teresinin mikropları öldürücü bitkisel bir antibiyotik olduğu tespit edilmiştir. (NP.146)
2) İnsanlar ve fareler üzerinde yapılan araştırmalarda Latin teresinin birleşimindeki Benzylglikosinolat’ın Benzylisothiocyanat’a dönüştüğü ve antibiyotik, antiviral, antimikostatik özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. (ZP.6.95.359)
3) Marion von Schönaich-Carolath-Karl Bademcik iltihaplanması (ton¬silit), Boğaz iltihaplanması (farenjit), Gırtlak iltihaplanması (larenjit), Lenf bezi şişmesi ve bronşitli çocuk hastalıkları üzerinde Latin teresi hapı ile yaptığı tedavi ile büyük başarı elde etmiştir. Latin teresinin pe¬ni¬silin gibi enfeksiyona karşı etkili bir antibiyotik olduğu ve pe¬ni¬silinde olduğu gibi yan tesirinin de olmadığı ispatlanmıştır. (Nhp.12.97.2026)
4) Halbeisen yaptığı araştırmalarda Latin teresinin Beyaz kan hücre¬lerinin (Akyuvarlar) sayısını arttırdığı, ateşi düşürdüğü ve gribi önlediği tespit edilmiştir ve de Wicher yaptığı araştırmalarda Latin tere¬sinin idrar yollarındaki enfeksiyonu önlediğini tespit etmiştir. (NP.1476)

Kullanılması: Araştırmalara göre; Latin teresine bitkisel antibiyotik de diyebiliriz. Bu bitkiden elde edilen Latin teresi suyu, ekstresi ve hapı başta; bademcik iltihaplanması (tonsilit), boğaz iltihaplanması (farenjit), gırtlak iltihaplanması (larenjit), lenf bezi şişmesi, bronşit,, kulak iltihap-lanması, böbrek ve mesane iltihaplanması gibi bulaşıcı enfeksiyon has¬ta-lıkları ve gribe karşı kullanılır. (H.HB.VI.1008). Halk arasında cinsel gücü arttırıcı, saçları kuvvetlendirici, skorbüte karşı immün sistemi kuvvetlen-dirici olarak kullanılır.

Açıklama: Bilindiği gibi kimyasal antibiyotikler bir süre sonra bakterilere karşı etkisini kaybetmekte ve bakteriler ve virüsler antibiyotiklere karşı direnç kazanmaktadırlar (rezistant). İşte antibiyotikler bakterilere ve virüslere karşı etkisini zamanla kaybetmektedir. Bu nedenle sürekli yeni kimyasal antibiyotikler üretilmek zorundadır, oysa bitkisel antibiyotikler her zaman aynı derecede etkilidir.

Çayı: Latin teresinin çayı içilmez zira Latin teresi kurutulacak olursa birleşimindeki etkili maddelerin özellikleri kaybolur ve etkisini yitirir.

Ekstreler: Latin teresinin damıtılması ile birleşimindeki Benzylglukosi¬nolat, Benzylisothicyanat’a dönüşür ve en etkin madde ortaya çıkar.

Sirkesi: Latin teresi otu (yaprağı, çiçeği ve sapı) ince kıyıldıktan sonra bir şişeye konur ve üzerine kaliteli sirkeden doldurulur. 4-6 hafta sonra süzülerek Latin teresi sirkesi elde edilir. Bu Latin teresi sirkesinden gün¬de 3-4 defa bir yemek kaşığı alınır.

Homepati’de: 500 gr Latin tere otu ince ince kıyılarak bir şişeye dol-durulur ve üzerine %70’lik 500 ml Alkol (etanol) ilave edilir. Güneş ışın-larından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir ve iki günde bir çalkalanır. Bu süre sonunda süzülerek Homeopati’de <> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 30-50 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Şayet Latin teresi mikser ile sıkılıp suyu çıkarıldıktan sonra bir kısım Latin teresi suyu bir kısım Alkol (etanol) ile karıştırılır ise daha pratik olur.

Yan tesirleri: Tarife uyulduğunda bilinen bir yan tesiri yoktur fakat aşırı derecede yenirse mide ağrısına neden olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder